hastadefineciler
  Heykel, Tablo , Kitap, Obje ve Sikke Tanimlamalari - Experlik
 

ANTİK VE TARİHİ ESERLERDE ORTA SEVİYEDE ORJİNALLİK SINAMASI VE DÖNEM BELİRLEME

 

Biz definecilerin en büyük sıkıntılarından biriside bulunan  bir materyalin döneminin yada orijinal olup olmadığının belirlenmesidir.

Bu belirlemeler birbiriyle doğrudan alakalı olup, günümüzün meşhur dolandırıcıları açısından da pek fazla bilinmemektedir.

Bu nedenle bu tür objeler eksperler tarafından çoğu kez ilk bakışta fark edilebilir ve sahte ürünler bu şekilde ifşa edilir.

Aslında bu konuyu açıklığa kavuşturmak farkında olmadan profilimde sinsice bekleyen dolandırıcılarında ekmeğine yağ sürmek anlamına geleceğinden, bu aşamaları ileri düzey yerine, başlangıç ve orta seviyede açıklayacağım ki, sahteciler hatalarını öğrenmesin, eksperler ekmeğinden olmasın.

 

Dönem ve Medeniyet Belirleme

 

  1. Bulunan objenin, bulunduğu bölgede hangi medeniyetlerin yaşadığını öğrenmek günümüzde internetin kullanımı sayesinde zaten kolay bir durum. Bu nedenle ilk araştırma o bölgede yaşamış medeniyetleri her hangi bir kaynaktan öğrenmek olmalıdır.

 

  1. Aslında her imparatorluğun, her medeniyetin, -gerek dini olsun, gerekse milli olsun- kendine öz armaları vardır. Örneğin Türklerde Tuğra, Friglerde Aslan, İslam medeniyetlerinde Ay, Grek ( Yunan ) medeniyetlerinde Medusa, Bizans ta Azizlerin başlarını çevreleyen yuvarlak halkalar vb gibi. İkinci aşamada bulunan objede bu sembollere rastlanıp rastlanılmadığı kontrol edilmelidir. Örneğin denizlerin tanrısı Olympos un mızrağını gördüğümüz an bunun yunan soyundan bir medeniyet olduğunu anlayabiliriz. Yada obje üzerindeki haç işaretinin çeşitliliklerine göre dönem belirlenebilir. Haçlarla ilgili kiliselere ve medeniyetlere göre kullanılan bölgeleri, haçlarla ilgili oluşturduğum fotoğraf albümümde detaylı olarak anlatmıştım. Profilimden inceleyebilirsiniz.
  2. Diyelim ki dini bir sembol yok yada bildiğiniz bir betimleme görünmüyor. Bu sefer üçüncü aşamada objedeki yazılar ele alınır. Hangi alfabe, hangi yazım dili, yada bilginiz varsa hangi epigrafi birimi kullanılmıştır. Bu özellik de size dönemin belirlenmesi açısından büyük fayda sağlar.
  3. Bir başka yöntemde ise, örneğin bulunan obje bir heykel. Damga, mühür, yazı vs yok, Dönem nasıl belirlenecek? Bu gibi durumlarda heykelde betimlenen varlığın duruşu yada yapısı önemlidir. Söz misal heykelimizde bir köpek mevcut ve 3 başlı. Hemen Yunan efsanesinden esinlenildiği aklınıza gelmelidir. ( tabi ki bunun için mitolojilere vakıf olmak gerek). Bilmeyenler için açıklamalıyım ki Yunan mitinde Herkül'ün görevlerinden biride bu zebani yaratığı yenmektir. Yada heykelde bir insan betimlenmiş ise bu kişinin giyim tarzı, sakal yapısı, şapkası vb. özellikleri incelenmelidir. Örneğin baş kısmında diadem, yada yapraklı taç diyelim var ise yunan, sakallar uzun ve alta doğru kare biçiminde şekillenmiş ve benzer biçimde şapka var ise Asur, Urartu vb, kafa yapısı nizamsız kulaklar kafa üstünde ve göz bebekleri detaysız oyuk halinde ise Hatti ve çevresi aklımızda canlanabilir.
  4. Ve son olarak bulunan objenin yapıldığı materyal önemlidir. Bu konu biraz jeoloji ve metal bilgisi ister. Örnek vermek gerekirse neolitik döneme ait pirinç obje bulunması neredeyse imkansızdır. Çünkü pirinç madeninin bulunuşu ve günlük hayatta kullanımı milattan sonraki yıllara dayanır. ( En yaygın M.S. 700 lü yıllar). Aynı şekilde demirden yapılmış bir objenin tanımlaması yapılırken öncelik yakın dönemler (Roma son dönemleri, Bizans ve daha yakın) araştırılır. Çünkü demir madeni bronz, gümüş ve altına göre daha çabuk tahrip olur ve doğada daha hızlı erir. (Ha daha eski dönemde tabi ki demir kullanılmıştır fakat korunaklı bir ortamda kalma ihtimallerinin az olmasından dolayı bu tarz objelerin bulunma ihtimali de azdır. Yoksa numismatlar tarafından MÖ 4. yy’da Peloponnesos’ta basılmış birkaç demir sikke bilinmektedir.)  Gümüş ve bronz uğradığı korozyondan dolayı üzeri farklı metaller ve oksitlerle kaplandığından demire oranla daha uzun süre dayanır. Altın zaten başlı başına efsane olduğundan anlatmama gerek yok sanırım.

 

BULUNAN YADA BİR ŞEKİLDE TEMİN EDİLEN MATERYALLERİN ORJİNALLİK SINAMASI NASIL YAPILIR?

 

Buluntuların çok çeşitli olmasından dolayı bunları ayrı ayrı başlıklar halinde anlatacağım.

 

·         Numismatik Ürünler Sikke, Jeton ve Madalyalar:

 

1.       Aslında her medeniyetin ve yörenin kendine özgü sikke formları ve ağırlık birimleri vardır. En erken sikkeler elektrumdan üretilmiş olup daha sonraları altın, gümüş, bronz ve bakır formlar tarihteki yerlerini almıştır. Bu değerli metallerin ağırlıkları o dönemde sikkenin tam değerini verirdi. Bu nedenle bulunan sikkenin dönemi belirlendikten sonra ağırlığının ölçülmesi orjinalliğinin neredeyse net çözümlerinden biridir diyebilirim. Sikkelerin ağırlıkları zamanla gördüğü tahribe göre yarım grama kadar değişiklik gösterebilir. Aşağıda sizler için en çok kullanılan ağırlık birimlerini paylaşmak istiyorum.

Eski Yunanların en sık kullandıkları ağırlık ölçüleri şunlardır:

Aigina : 12.2 gr stater. Drahmi ve daha ufak birimleri vardır. Aigina, Sikyon, Elis gibi Peloponnessos kentlerinde, Boiotia, Thessalia, Phokis, Lokris’te Güney Ege adaları, Girit, Kamiros ve Knidos’ta kullanılmıştır.

Akha : 8 gr stater. Drahmi ve triobol alt birimleri vardır. Akhaların kurdukları Güney İtalya kolonilerinde (Kaulonia, Kroton, Metapontion gibi) kullanılmıştır.

Attika : 17.2 gr stater. Drahmi ve obol alt birimleri vardır. Atina, Euboia, Khalkidike, Sicilya, Delos, Kyrenaika ve Hellenistik Dönem’de Büyük İskender tarafından kullanılmıştır.

Euboia : 17.2 gr tetradrahmi. Trite ve hekte alt birimleri vardır. Euboia’da; Khalkidike ve Sicilya’daki Euboia kolonilerinde (Himera, Naksos, Zankle), Samos’ta ise elektron sikkelerde kullanılmıştır.

Fenike : 7 gr gümüş şekel. Sidon, Tyre ve Byblos’ta kullanılmıştır.

Khios veya Rhodos : 15.6 gr tetradrahmi. Drahmi ve diğer alt birimleri vardır. Khios, Rhodos, Ainos ve Küçük Asya’da (MÖ 4.yy’da) kullanılmıştır.

Korinthos : 8.6 gr stater. Korinthos, Ambrakia, Leukas ve Kuzeybatı Yunanistan’da kullanılmıştır.

Lykia : 8.3-8.6 gr stater (Lykia’nın batısında); 9.5-10 gr stater (Lykia’nın orta bölgesinde)

Miletos veya Lydia : 14.1 gr stater. 1/96’ya dek inen alt birimleri vardır. Ionia’nın güneyinde ekeltron sikkelerde; Lindos, Melos gümüş sikkelerinde kullanılmıştır.

Pers : 8.35 gr altın dareikos, 5.35 gr gümüş siglos (MÖ 5. Yyda 5.55 gra yükseltilmiştir). Lydia, Persia, Lampsakos, Anadolu’nun güneyinde kullanılmıştır. MÖ 4. Yy’da Abdera, Maroneia ve Batı Anadolu’da kullanılmıştır. Pers sistemi Kroisos’un Lydia sisteminden alınmıştır.

Phokaia: 16.1 gr elektron stater. Hekte gibi alt birimleri vardır Phokaia, Lesbos ve Kyzikos’ta kullanılmıştır.

Samos: 13.1 gr tetradrahmi. Triobol ve daha ufak alt birimler vardır. MÖ 5. Yy’da Samos’ta kullanılmıştır.

Attika ağırlık sisteminde basılan sikkeler aşağıdadır.

Dekadrahmi
( 10 drahmi : 43gr )
Tetradrahmi ( 4 drahmi : 17.2 gr )
Didrahmi ( 2 drahmi : 8.6 gr )
Drahmi ( 6 obol : 4.3 gr )
Tetrobol ( 4 obol : 2.85gr )
Triobol ( 3 obol : 2.15 )
Diobol ( 2 obol : 1.43gr )
Trihemiobol ( 1.5 obol : 1.07 gr )
Tritartenorion ( ¾ obol: 0.54gr )
Hemiobol ( ½ obol : 0.36 gr )
Trihemitartemorion ( 3/8 obol : 0.27gr )
Tetartemorion ( ¼ obol : 0.18 gr )
Hemitartemorion ( 1/8 obol : 0.09 gr )

Bu sistemde en ufak birim olan hemitartemorion, en büyük birim olan dekadrahmin 1/480’ine eşittir. Şunu akılda tutmak gerekir ki, bu birimlerin hepsi düzenli olarak basılmamıştır; Dekadrahmi nadiren , özel durumlarda basılırken, bazı kentlerde obolün alt birimleri hiç basılmamıştır.

2.       Ağırlıktan sonra bulunan numismatik ürünün boyutları incelenmelidir. Özellikle yakın dönem ürünlerde ( Osmanlı paraları ve madalyaları gibi ) seri darphane üretimine geçildiğinden boyutlar standartlaşmıştır. Örnek olarak Üçüncü Sultan Selim' in Vaka-i Mısriyye madalyası 4 derecedir. 1. derece 54 mm, 2. derece 48 mm, 3. derece 43 mm ve 4, derece 36 mm dir. Bu ölçüler ürünün gördüğü tahribe göre milimin 10/2 si oranını geçmeyen sekilde değişlik gösterebilir.

3.       Diğer bir dikkat edilmesi gereken özellik ise ürünün daha doğrusu metalin zamanla almış olduğu patinadır. Dolandırıcılar bu tür malzemelere patina vermek için kirece yatırma, yakma, asite atma, kumlama vb gibi iğrenç yöntemlere başvururlar ki, yapmış oldukları sahte ürünlerde ki hatalar göze batmasın. Öncelikle metaller nasıl patina alır bunları öğrenmeliyiz. Örneğin bakırdan yapılmış bir ürün toprak altında uzun süre kaldığında yeşilimsi bir patina alır ve bu oksitli yapıya ısıl işlem tutulduğunda yine yeşilimsi bir alev ortaya çıkar. Bronz ise bulunduğu mineralli yapıya göre haki tonunda yada beyazımsı tortul bir patina alır. Gümüş malzeme zamanla yüzeyi simsiyah kararır ve bunun üzerine kurşun oksitle kaplanıp beyazımsı tortul yapıya dönmeye başlar. Altın saf yada som altın ise kararma yapmaz. Fakat özellikle Bizans da görüldüğü gibi düşük ayarda basılan altın sikke formları, altına karıştırılan bakır yada bronzdan yada gümüşten dolayı noktasal olarak kararmalar gösterir. Venedik Dukalarında bunu birebir yaşadığımızı teyit ederim.

4.       Diyelim ki düşük bir ihtimal gibide görünse bütün özellikler tutuyor. Bu sefer üzerindeki işlemeye, yazıya ve çizimlere dikkat edilir. Baskılarda medeniyet çatışması yaşanmış mı, yada hatayı kapatmak için alakasız bir kontrmark vurulmuş mu? Örneğin İskender parasında kalkıp latin haçı varsa bu durumdan işkillenmeniz gerekir.

 

·         Heykel, Mühür vb Objeler :

 

Bu tür objelerde tıpkı sikkelerde olduğu gibi öncelik patinaya bakılır. Gerek taş olsun gerek metal, materyalin aldığı patina önemlidir. Metalleri sikkeler bölümünde anlattığımdan burada taş yapıları anlatacağım.

 

1.      Kireç taşı ve türevlerinden yapılmış objeler zamanla kayganlığını ve cilasını yitirir. (Mermer gibi) ve bu tür yapılar giderek sararak üzeri pütürlü bir yapıya bürünür fakat şekli bozulmaz. Kiremit ve tuğlalı yapılarda zamanın gösterdiği soğuk ve sıcak  etkenleri yapıda ufak patlaklar ve erimeye yakın dökülmeler oluşturur.

2.       Materyali ne olursa olsun eserler incelenirken günümüz teknolojisine ait kalıntılar aranır. Örneğin mermer bir heykelde bıçak içi yada taşlama izi göremezsiniz. Çekiç ve murç kalıntıları dışında hata olmamalıdır. Metal objelerin ise döküm olup olmadığı incelenir. Yeni dönem döküm objelerde kalıp izleri yada hava kabarcıkları görmek mümkündür. Cam objeler ise tıpkı deniz kenarında bulduğunuz soda şişeleri veya cam kırıkları gibi bir hal alır.

3.      Objelerin çoğunda tıpkı tablolar gibi sanatçının imzası yada damgası bulunur. ( Mezar idollerinde hiç rastlamadım) Bu damga yada yazıda dikkat edilmesi gereken şey, yazının belirlenen döneme uygun olup olmadığıdır.

4.      Tarihi eser heykellerinin içi boş olmaz. çünkü bu tür objeler ana kütlelerde oyarak yapılır. Kalıp üzerine döküm değillerdir.

5.      Heykellerde genel olarak ayak altı kaide mevcuttur. Gerek evlerde idol olarak kullanılan bu objeler tıpkı günümüz bibloları gibi kendi başlarına ayakta durabilmeliler.

6.      Bunun yanı sıra incelediğim eserlere göre bir iddiada bulunmam gerekirse, heykellerde ayak ve el parmaklarına kadar ayrıntılar mevcuttur.

 

·         Kitaplar ve Tablolar:

 

1.      Bu tür kültür mirasları aslında baştan sona sıkıntılı olup, bu tür şeylerle ilgilenmemenizi öneririm. Fakat sırf bilgilendirme açısından bu konuya değiniyorum. Ülkemize Suriye den gelen göç nedeniyle özellikle bu tür varlıkların sahteleri, müze yağması adı altında bizim gariban definecilere itelenmeye çalışılıyor. Fakat sizler de bilin isterim ki, Türkiye de bu tür şeylerin alıcısı sadece devlettir. Hele ki orjinal dahi olsa, müzeden yağmalanan bir eser, devletler arası bürokrasiden dolayı, döner dolaşır ve yine ait olduğu devlete gider. Sizde yapmış olduğunuz masrafla kalırsınız.

2.      Tablo da öncelik yapan sanatçının imzası olacak. Zaten imzasız eser koleksiyon niteliği taşımaz ve riske girecek bir meblağ etmez. Ayrıca müze çıkışlı ise arkasında müzenin muhakkak mührü ve tarihi vardır.

3.      Tablonun dönemini belirlediyseniz, sanatçıyı da öğrendiyseniz, öncelikle nasıl bir kağıda yapıldığı incelenir. deri mi, bez mi vs mi. üzerinde balmumu tarzı reçine tarzı kaplama var mı yok mu? Daha fazla detaylara, siz defineci kardeşlerimi bu konudan uzak tutmak için girmiyorum.

4.      Kitaplar da ise yazı dili çok önemlidir. Piyasada dolanan kitapların bir çoğu sahte İncil olduğundan konuya buradan devam edeceğim. İlk İncil Aramice yazılmıştır ve 12 sayfadır. Daha sonra Markos tarafından Yunancaya çevrilmiştir ve türlere ayrılmıştır. Yazı dilini çözdüyseniz dikkat! Aramice tıpkı Arapça gibi sağdan sola doğru yazılır ve kitap tersten başlar. Fakat Yunanca bunun tersidir.

5.      Kutsal kitaplarda resim çok nadirdir ve Haç gibi kutsal simgeler sayfa arkasına yapılmaz. Bu saygısızlıktır. ( Yazı dili ve kitabın yönüne göre bunu kontrol edebilirsiniz)

6.      Deriye yazılmış kitaplar balmumuyla kaplanır (Sebebi derinin su ve nemi görünce çatlamasıdır) ve bir sayfadaki yazı kabartma şeklini aldığından diğer sayfaya iz bırakır. (Özellikle altın varaklı olanlar) Bunun bir başka tepkisi de balmumu kaplamasından dolayı sayfalar kıvrılmaz ve sert olur.

7.      Sayfalar deri ipliklerde tutturulduysa ilk sayfayı açmanızdan itibaren bu iplikler kopacaktır. Çünkü bir üst satırda anlattığım sertleşme buna neden olur.

 

Orijinallik sınamaları ve dönem belirleme konusunda anlatacaklarım sizler için bu kadardır. Daha fazlası fikrimce uzman eksperler ve bu işe hayatını adamış olan üstatların ve bununla aile geçindirenlerin haklarına tecavüze gireceğinden konuyu burada kapatıyorum. Fakat sizler bu konulara daha derinlemesine araştırıp, kendinizi geliştirebilirsiniz. Her şeyi açıklayıcı ve mantıksal bir seviyede yazdığımı düşünüyorum. Fakat yinede hatalı olduğumu düşündüğünüz yada eklemek istediğiniz konular varsa, yada eleştirmek isterseniz, herkesi paylaşımımın altına beklerim.

 

Ben Mfr Hunter. Lütfen kendiniz araştırıp öğrenin. Benim özelime suç sayılacak tarihi eser, obje, sikke vs göndermekten vazgeçin. Rica ediyorum.

 

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol